Hareket, Riyad’ın Abu Dabi’yi Yemen’deki ayrılıkçıları desteklemekle suçlaması ve Mukalla limanında Emirlik silah sevkiyatı olduğunu söylediği şeyi bombalamasının ardından geldi.
Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan’ın Abu Dabi’yi Körfez ülkesindeki ayrılıkçıları desteklemekle suçlamasının ardından güçlerini Yemen’den çekeceğini ve orada “terörle mücadele” olarak adlandırdığı operasyonlara son verdiğini duyurdu.
Salı günkü duyuru, Yemen’in uluslararası alanda tanınan hükümetinin, Suudi Arabistan’ın da desteklediği bir çağrıyla BAE’den güçlerini 24 saat içinde ülkeden çekmesini istemesinin ardından geldi.
Önerilen Hikayeler
4 öğenin listesilistenin sonu
Saatler önce Suudi liderliğindeki koalisyon güçleri, Riyad’ın söylediğine göre Yemen’deki ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi’ne (STC) BAE bağlantılı silah sevkıyatı olduğunu söylediği güney Yemen limanı Mukalla’ya da saldırmıştı.
Başlangıçta Husi isyancılara karşı Yemen’in uluslararası alanda tanınan hükümetini destekleyen STC, bu ay güneyde bağımsız bir devlet kurmak amacıyla Suudi destekli hükümet birliklerine karşı bir saldırı başlattı.
Bu ilerleme, STC’nin Riyad’ın uyarılarına rağmen Hadramout ve Mahara eyaletleri de dahil olmak üzere güney Yemen’deki geniş alanların geniş kontrolünü ele geçirmesiyle yıllar süren çıkmaza son verdi.
Suudi Arabistan, BAE’yi STC’yi desteklemekle suçluyor ancak Abu Dabi bu iddiayı reddediyor.
Salı günkü hızlı olayların ardından BAE Savunma Bakanlığı, Yemen’deki rolüne ilişkin “sıkıcı bir değerlendirme” yaptığını ve buradaki misyonunu sonlandırmaya karar verdiğini söyledi.
Açıklamada, “Son gelişmeler ve bunların terörle mücadele misyonlarının güvenliği ve etkinliği üzerindeki olası sonuçları ışığında, Savunma Bakanlığı, kendi iradesiyle, personelinin güvenliğini sağlayacak şekilde, Yemen’de kalan terörle mücadele personelinin işine son verildiğini duyuruyor.” ifadelerine yer verildi.
Genişleyen yarık
Suudi liderliğindeki koalisyonun Yemen’deki Mukalla’ya saldırısı, bir zamanlar kuzey Yemen’in çoğunu kontrol eden Husi isyancılara karşı bir koalisyonda işbirliği yapan Suudi Arabistan ile BAE arasındaki derinleşen çatlağı ortaya çıkardı.
Emirlik birlikleri Yemen’e ilk kez 2015 yılında Husilere karşı savaşan Suudi liderliğindeki koalisyonun bir parçası olarak geldi, ancak BAE, kuvvetlerinin çoğunu 2019’da geri çekerek, hükümetin kontrolündeki güneyde yalnızca sınırlı sayıda güç bıraktı.
Can kaybına neden olmayan Mukalla saldırısının ardından, Yemen’in Suudi destekli başkanlık konseyi başkanı Rashad el-Alimi, BAE ile yapılan savunma anlaşmasını feshetti ve Emirlik güçlerine bölgeyi terk etmeleri için 24 saat süre verdi.
Televizyonda yayınlanan bir konuşmasında Alimi, Yemen devlet haber ajansına göre “BAE’nin STC’ye askeri gerilimi tırmandırarak devletin otoritesini baltalaması ve ona karşı isyan etmesi için baskı yaptığı ve yönlendirdiğinin kesin olarak doğrulandığını” söyledi.
Ardından Suudi Arabistan, Yemen’in krallık sınırına yakın Hadramout ve Mahara vilayetlerinde askeri operasyonlar yürütmesi için STC’ye “BAE tarafından uygulanan baskıdan” duyduğu hayal kırıklığını ifade eden bir açıklama yayınladı.
Riyad, bu hamleleri ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit olarak gördüğünü söyledi.
Açıklamada, “Bu bağlamda, krallık, ulusal güvenliğine yönelik her türlü tehdidin kırmızı çizgi olduğunu ve bu tür bir tehdide karşı koymak ve etkisiz hale getirmek için gerekli tüm adımları ve önlemleri almaktan çekinmeyeceğini vurguluyor” denildi.
Riyad ayrıca BAE’yi, Alimi’nin Yemen’den ayrılma ve ülkedeki “herhangi bir tarafa herhangi bir askeri veya mali desteği” durdurma çağrısına kulak vermeye çağırdı.
Komşular arasındaki anlaşmazlık sırasında Suudi Arabistan’ın en güçlü diliydi.
BAE, hava saldırısı karşısında şaşırdığını ve söz konusu sevkiyatların silah içermediğini ve Emirlik güçlerine gönderildiğini söyledi. Ancak “güvenilir gerçeklere ve mevcut koordinasyona dayalı olarak gerilimi önleyen” bir çözüm aradığını söyledi.
Yemen devlet televizyonu, sabahın erken saatlerinde yanan araçlarla birlikte limandan siyah duman yükseldiğini bildirdi. Al-Alimi uçuşa yasak bölge ilan etti ve tüm liman ve geçiş noktalarında 72 saat boyunca deniz ve kara ablukası ilan etti.
Ancak STC, yeni ele geçirilen pozisyonlardan “geri çekilmenin düşünülmediği” konusunda ısrar ederek meydan okumayı sürdürdü.
STC sözcüsü Anwar al-Tamimi AFP haber ajansına verdiği demeçte, “Toprak sahibinden kendi arazisini terk etmesinin istenmesi mantıksız. Durum kalma ve takviye gerektiriyor.”
“Savunma pozisyonundayız ve güçlerimize yönelik her türlü harekete güçlerimiz tarafından karşılık verilecektir” diye ekledi.
