Kaşıntı ve ağrı arasındaki gizli bağlantı



Fibromiyalji hastalarında da oluyor: İşin sırrı deride değil sinir sisteminde saklıydı.

Birçok kişi tarafından bildirilen yoğun ve kalıcı kaşıntı fibromiyalji Çoğu durumda bu bir cilt problemi değildir.

Araştırmalara göre bu genellikle nöropatik kaşıntı, cilt yüzeyindeki tahrişten değil, sinir sistemindeki değişikliklerden kaynaklanan bir semptomdur.

Fibromiyalji yaygın ağrı, yorgunluk ve uyku bozuklukları ile kendini gösteren kronik bir hastalıktır. Kaşıntı uzun zamandır bu durumla ve ayrıca diyabet, herpes ve bazı artrit türleri gibi nöropatik ağrıya neden olan diğer hastalıklarla ilişkilendirilmiştir.

Fark, açıklamak Yazarlar ve uzmanlar, nöropatik kaşıntının kökeninin, aşırı veya yetersiz sinyaller göndermeye başlayan merkezi sinir sistemi (beyin ve omurilik) veya periferik sinirlerin işlev bozukluğundan kaynaklandığı yönündedir.

Spesifik fibromiyalji vakasında, ağrı ve kaşıntı arasındaki ilişki, merkezi duyarlılaşma kavramıyla çerçevelenir: sinir sisteminin duyusal uyaranları güçlendirilmiş bir şekilde işlediği bir durum. Bu sadece hafif bir dokunuşla acıya değil, aynı zamanda aşağıdaki gibi duyumlara da dönüşebilir: ciltte karıncalanma, yanma, uyuşukluk ve “sürünme hissi”.

Uzman Dr. Mark Pellegrino, Birleşik Krallık Fibromiyalji Derneği ile yaptığı bir röportajda, bu fenomeni, reseptörlerin ve sinirlerin aşırı aktivitesi olarak tanımlayarak cildi aşırı duyarlı hale getirerek, termal hissi ve cildin görünümünü etkileyebilecek otonom semptomlar ve vasküler değişikliklere neden olur.

Metin aynı zamanda “sessiz nosiseptörlerin”, yani normal koşullar altında aktif olmayan liflerin rolünü de vurguluyor. inflamasyon veya yaralanma sonrasında aşırı uyarılabilirlik. Bir çalışmak 2013 tarafından alıntılanmıştır ZME Bilimi fibromiyaljili hastaların yaklaşık %77’sinde bu nosiseptörlerin aşırı uyarılma durumunda olduğunu göstermektedir.

Ağrı ve kaşıntı arasındaki yakınlığın aynı zamanda tedavi edici etkileri de vardır. Bahsedilen çalışmalar, nöropatik ağrıda kullanılan gabapentin, pregabalin ve bazı antidepresanların kronik kaşıntıyı hafifletebildiğini, opioidler gibi analjeziklerin ise bazen kaşıntıyı tetikleme eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Dermatolog Gil Yosipovitch’e göre ağrı ve kaşıntı aynı biyolojik “devreleri” paylaşıyor ancak beyin tarafından farklı şekilde yorumlanıyor ve bu da hem araştırmayı hem de tedaviyi etkiliyor. Belirtilen veriler arasında bir çalışmak 2020, fibromiyaljili klinik bir örnekteki hastaların yaklaşık %60’ının kronik kaşıntı yaşadığını bildirmektedir. Bir revizyon 2024 tarihli rapor, kaşıntıyla ilişkili ağrılı durumlar arasında nöropatik ağrının en yaygın olanı olduğunu ekliyor.



Kaynak bağlantısı