
Bilim, hayal edebileceğinizden daha fazla duygusal zekayı ortaya çıkaran beş ayrı işaret tespit ediyor.
önemi duygusal zeka çoktan kişisel alanın ötesine geçti. Birçok çalışma, hem kendimizin hem de başkalarının duygularını nasıl anlayıp yöneteceğimizi bilmenin, daha iyi profesyonel performans, daha fazla liderlik kapasitesi, daha güçlü ilişkiler ve hatta birçok durumda daha iştah açıcı maaşlar.
Ancak çoğu insan kendi duygusal zeka seviyelerini hafife alıyor. Son araştırmalardan çıkan beş basit soru, duygusal açıdan düşündüğünüzden daha iyi hazırlanıp hazırlanmadığınızı anlamanıza yardımcı olabilir. Hızlı Şirket.
1. Geri bildirim yerine tavsiye almayı mı tercih ediyorsunuz?
Görünüşte geri bildirim istemek bir açıklık eylemi gibi görünüyor. Ancak, istenmediğinde, bu geri bildirim belirsiz ve aşırı dostane olma eğilimindedir ve gerçekten gelişmeye yardımcı olan ayrıntılardan kaçınır.
Harvard İşletme Okulu araştırmacıları sonuçlandırıldı 2019’da geri bildirim yerine tavsiye istediğinizde insanlar çok daha somut bilgiler sunuyor: geliştirebileceğiniz daha fazla alan ve bunu yapmak için daha pratik öneriler.
Nedeni basit. Geribildirim istemek karşıdaki kişiyi rahatsız bir duruma sokar. Tavsiye istemek ise tam tersine bir takdir jestidir. Diğer kişinin deneyimine ve bilgisine saygı göstererek onu daha anlayışlı ve cömert kılar. Duygusal zeka sergileyenler sezgisel olarak şunun farkına varırlar: “Ne yapmalıyım?” gibi sorular sorarlar. “Nasıl yaptım?” yerine, daha yararlı rehberlik elde eder ve ilişkileri güçlendirirsiniz.
2. Olumsuz yorumları kabul edebilir misiniz?
Hiç kimse eleştiri almaktan hoşlanmaz, özellikle de kendisi istemediğinde. Ve bilim, çoğumuzun, yapıcı olsalar bile, olumsuz yorumları hızla reddetme veya unutma eğiliminde olduğumuzu doğruluyor. Yine de duygusal açıdan zeki insanlar, duygusal rahatsızlıkları fırsatlardan ayırırlar.
Bir çalışma yayınlandı Journal of Experimental Psychology: Learning dergisinde, halihazırda yapmış olduğumuz bir şeyin değerlendirmelerini, gelecekte ne yapmamız gerektiğine ilişkin talimatlardan daha iyi hatırlama eğiliminde olduğumuz sonucuna varıldı. Bu, tamamlanan görevlerin eleştirilerinin becerilerin geliştirilmesi açısından özellikle değerli olabileceği anlamına gelir. Duygusal zekaya sahip olanlar eleştiriyi kişiselleştirmez, karaktere saldırı olarak yorumlamaz ve sadece öğrenilebilecek şeye odaklanır.
3. Sık sık başkalarına iltifat eder misiniz?
Tanınma eksikliği işyerindeki en yaygın şikayetlerden biridir: Milyonlarca profesyonel, çok az düzenli olarak övgü aldıklarını düşünüyor. Duygusal açıdan zeki insanlar bu eksikliğin farkına varır ve meslektaşlarına, aile üyelerine, profesyonel ortaklara ve hatta yabancılara basit ama samimi takdir sözcükleri sunarak bunu başkalarında bastırmaya çalışırlar.
Beklenmedik iltifatların özellikle güçlü bir etkisi var: tıpkı “sebepsiz yere” verilen bir hediye gibi, kişinin gününü aydınlatır ve daha olumlu bağlar kurar. Bu uygulama, başkalarına fayda sağlamanın yanı sıra, bunu benimseyenlerin empatisini ve sosyal bağlantı kapasitesini de güçlendirir.
4. Hatalarınızı kolayca kabul eder misiniz?
Her ne kadar liderliğin yanılmazlık gerektirdiği şeklindeki geleneksel düşünceye aykırı olsa da, başarısızlıkları kabul etmek insanların kendilerini güvende hissedecekleri bir ortam yaratır Sınırlamaların farkına varmak ve iyileştirmeye çalışmak.
olarak bilinen bu süreç “güvenlik açığı döngüsü”karşılıklı güveni artırır ve daha uyumlu ve etkili ekiplere yol açar. Duygusal zeka, zayıflıkları fark etmenin otoriteyi azaltmadığını, aksine güçlendirdiğini fark etme yeteneğinde kendini gösterir.
5. Yeni biriyle tanıştığınızda havadan sudan konuşmaktan kaçınıyor musunuz?
Bilim, daha derin konuşmaların (ilk başta biraz rahatsız edici olsa da) yüzeysel alışverişlerden çok daha güçlü bağlantılar yarattığını öne sürüyor.
Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi’nde yayınlanan araştırmalar, garip görünen konuşmaların insanları düşündüklerinden daha yakınlaştırdığını ve etkileşimi daha ödüllendirici hale getirdiğini gösteriyor.
