Endonezya Çocuk Koruma Komisyonu (KPAI), hükümete İslami yatılı okul öğrencilerine yönelik inşaat işçisi eğitim planlarının uygulanmasında dikkatli olması gerektiğini hatırlattı. Bayındırlık Bakanlığı’nın başlattığı planın, çocuk koruma ilkeleri dikkate alınarak hazırlanmaması halinde yeni sorunlara yol açabileceği değerlendiriliyor.
KPAI Komiseri Aris Adi Leksono, hükümetin Doğu Java’nın Sidoarjo kentindeki Al Khoziny İslami Yatılı Okul binasının çökmesi olayına aslında yeni riskler yaratan bir eğitim planıyla yanıt verme konusunda dikkatsiz olmayacağını umuyor. 16 Ekim 2025 Perşembe akşamı iletişime geçildiğinde Aris, “Sorunları çözmeyin, yeni sorunlar yaratın” dedi.
Aris, öğrencilere çalışma becerileri kazandırmanın, çocukların İslami yatılı okuldan mezun olduktan sonra bağımsızlığını desteklemek için gerçekten olumlu bir adım olabileceğini söyledi. Ancak her çocuğun ilgi ve yetenekleri dikkate alınmadan inşaat eğitiminin aynı şekilde uygulanamayacağına inanıyor.
“Eğer vermek istersen yetenek İnşaatta elbette öncelikle çocuğun ilgi ve yeteneklerine bakmak gerekiyor. İlginizin müzikle sınırlı kalmasına izin vermeyin, inşaat eğitimlerine katılmak zorunda kalın. “Daha sonra bağlanmayacak, sonuçlar ideal olmayacak” dedi.
Aris’e göre Bayındırlık Bakanlığı’nın, verilecek eğitimin türünü belirlemeden önce öncelikle öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini haritalandırması gerekiyor. Bu anlayıştan yola çıkmayan politikaların yalnızca israfa yol açacağına ve bağımsızlık hedefine ulaşamayacağına inanıyor.
Bunun dışında Aris, hükümetin öğrencileri inşaat işleriyle ilgili faaliyetlere dahil etmeden önce yaş sınırına ve fiziksel hazırlıklarına dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Eğitim İslami yatılı okul ortamındaki faaliyetlere yönelikse, zorlama, şiddet veya aşırı iş yükünün olmaması sağlanmalıdır. “Henüz işçi olmaya uygun değilseniz, yapmamanız daha iyi. Çünkü bu, çocuk istismarı kapsamına girebilir” dedi.
Aris, İslami yatılı okul geleneğinde aslında bir “ro’an” kültürünün bulunduğunu, yani öğrencilerin yatılı okuldaki faaliyetlere yardımcı olmak için gönüllü olarak çalıştıklarını açıkladı. Ona göre ro’an, gönüllü olarak gerçekleştirilmesi ve öğrencilerin kendilerine fayda sağlaması nedeniyle sömürüden farklıdır.
Aris, “Ro’an, bağımsızlık ve karşılıklı işbirliği eğitiminin bir parçasıdır. Ancak eğer baskı varsa, süre sınırlaması olmadan çalışıyorsanız veya çocukların ders çalışma ve dinlenme haklarını göz ardı ediyorsanız bu sömürüdür” dedi.
Ayrıca Aris, çocukları ilgilendiren her hükümet programının uygulanmasının çocuk koruma ilkeleriyle çelişmemesi için KPAI gibi çocuk koruma kurumlarına danışılması gerektiğini vurguladı. “Çocukları içeren tüm programlar, çocuğun korunması, yaşam hakkı, büyüme ve gelişme hakkı, katılım hakkı ve çocuğun yüksek yararı gibi temel ilkeleri desteklemelidir” dedi.
Aris, öğrencilere yönelik inşaat eğitim planının tüm İslami yatılı okullar için aynı olmaması gerektiğini, çünkü her kurumun farklı özellik ve karakteristiklere sahip olduğunu sözlerine ekledi. “Eminim İslami yatılı okul bakıcıları bu sınırlamaları hâlâ anlıyorlar. Tüm İslami yatılı okullar aynı eğitim programıyla standartlaştırılamaz” dedi.
Daha önce Bayındırlık Bakanlığı, İslami yatılı okullarda öğrencilere altyapı inşaatı alanında mesleki beceriler kazandırmayı planlıyordu. Bayındırlık Bakanı Dody Hanggodo, planın hükümetin genellikle öğrencileri de içeren İslami yatılı okul gelişiminde kendi kendine yeterlilik kültürünü sürdürme taahhüdü olduğunu söyledi.
14 Ekim 2024 Salı günü Cakarta’daki Toplumu Güçlendirme Koordinasyon Bakanlığı ofisinde konuşan Dody, “Bu kültürel ruhun yok olmasını gerçekten istemiyoruz. Aslında onu güçlendirmek istiyoruz. Ve Tanrı’nın izniyle, Bayındırlık Bakanlığı öğrencileri inşaat işçileri olarak eğitecek ve sertifikalandıracak” dedi.
Dody, İslami yatılı okulların inşasında karşılıklı işbirliği geleneğinin, dine dayalı bu eğitim kurumunun takdire şayan bir alışkanlığı olduğunu söyledi. Bu gelenek ortadan kaldırılamayacağı için hükümet, öğrencilerin alın teriyle inşa edilen binaların kalitesinin geçerli standartlara uygun olmasını sağlayacak bir çözüm tasarladı.
Dian Rahma Fika bu makalenin yazılmasına katkıda bulunmuştur.