
ZAP // Nialowwa, Viola Podoprosvetova / Depositphotos
Son yıllarda birbirimizle ilişki kurma şeklimiz büyük ölçüde değişti. Flört uygulamaları, sosyal ağlar ve çevrimiçi oyunlar, sosyalleşme ve çoğu zaman yakınlaşma için yeni alanlar haline geldi.
“Dijital aşk” artık bir istisna değil, çağdaş duygusal gerçekliğin bir parçası haline geldi. Ancak uzaktan doğup sürdürülen bir ilişki, bizzat deneyimlenen bir ilişki kadar özgün ve tatmin edici olabilir mi?
Araştırmalar, çevrimiçi başlatılan ilişkilerin gelişebileceğini gösterdi duygusal yakınlık seviyeleri yüz yüze ilişkilerle karşılaştırılabilir.
Birine göre çalışmak McKenna, Green ve Gleason (2002), internetin oluşturduğu bağlar otantik olma eğilimindedir ve kalıcıdır, çünkü özellikle insanlar fiziksel varlıktan utanmadan duygularını ve zayıf noktalarını ifade etmekte daha rahat hissederler.
Ayrıca dijital iletişim, kontrollü öz sunumyani yanıt vermeden ve ne paylaşılacağını seçmeden önce derinlemesine düşünme olanağı, ki bu paradoksal olarak daha fazla duygusal derinlik ve iç gözlemi teşvik edebilir (Walter, 2011).
Uzak mesafe aşkın zorlukları
Ancak fiziksel temasın ve ortak rutinin yokluğu önemli zorluklar doğurmaktadır. Dokunma, bakış veya ses tonu gibi sözel olmayan ipuçlarının eksikliği yanlış anlaşılmalara ve güvensizliğe neden olabilir.
Araştırmalar belirsizliği yönetmenin uzun mesafeli ilişkilerdeki en büyük zorluklardan biri olduğunu gösteriyor (Jiang ve Hancock, 2013).
Bir diğer risk faktörü ise romantik ideal genellikle çevrimiçi dönemde oluşturulur. Sonunda yüz yüze görüşme gerçekleştiğinde, idealize edilmiş imaj ile kişinin somut gerçekliği arasında bir farklılık ortaya çıkabilir (Gibbs, Ellison ve Lai, 2011).
Öte yandan mesafe aynı zamanda şu anlama da gelebilir: dayanıklılığın kanıtı duygusal ve iletişimsel. Tatmin edici bir uzak mesafe ilişkisi sürdürmeyi başaran çiftler, değerli beceriler geliştirme eğilimindedir: güven, empati ve açık iletişim.Stafford, 2010).
Dijital aşkın potansiyeli
İlginç bir şekilde çevrimiçi ilişkiler, duygusal yakınlığı yüz yüze ilişkilerden daha hızlı güçlendirebilir.
Bir çalışmak de Lucero, Weimann ve Peña (2017), çoğunlukla dijital medya aracılığıyla iletişim kuran çiftlerin daha fazla düşünce paylaşma eğilimindeyim Her gün birlikte yaşayan çiftlere göre daha yakın ilişkiler ve daha derin duygular.
Ayrıca, senkron (görüntülü aramalar gibi) ve asenkron (mesajlaşma, e-posta, ses) iletişim araçlarının kullanımı, her kişinin ihtiyaçlarına ve tarzına göre uyarlanan esnek bir ilişkisel ritim sağlar.
Bu esneklik bir bağ oluşturmada avantaj daha bilinçli ve kasıtlı.
Sanaldan gerçeğe
Çevrimiçi toplantılardan yüz yüze toplantılara geçiş kritik bir noktadır. Araştırmalar, geleceğe dair gerçekçi beklentilere sahip ve açık iletişim kuran çiftlerin, sanal ilişkilerini “gerçek” bir ilişkiye dönüştürmede başarılı olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor (Rosenfeld ve Thomas, 2012).
Bir ilişkinin sürdürülebilirliğini, başladığı ortamdan çok, iletişimin kalitesi, karşılıklı bağlılık ve duygusal ve fiziksel mesafeyi yönetebilme yeteneği belirler.
Çözüm
Özellikle dijital ortamda doğan uzak mesafeli aşk, meşru ve giderek yaygınlaşan bir olgudur. Kendi zorluklarını sunsa da, her iki taraf da zaman, güven ve hassasiyete yatırım yapmaya istekli olduğu sürece, diğer herhangi bir ilişki türü kadar özgün ve anlamlı olabilir.
Sonuçta, Bir aşkın “gerçekliğini” ne tanımlar? paylaşılan fiziksel alan değil, kurulan duygusal bağın kalitesidir.
