Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ABD Başkanı Donald Trump ile Busan, Güney Kore’de görüştü, 30 Ekim 2025. (Fotoğraf: Huang Jingwen/Xinhua, Getty Images aracılığıyla)
Huang Jingwen | Xinhua Haber Ajansı | Getty Images
ABD-Çin ticaret ateşkesi devam ediyor gibi görünse de analistler, giderek stratejik rekabetle tanımlanan rekabette yumuşamanın kırılgan kaldığı konusunda uyarıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin lideri Xi Jinping ile geçen ay vardığı kapsamlı ticaret anlaşmasında ana hatları çizilen bir dizi karar, dik gümrük vergilerinin ve ihracat kontrollerinin geri alınmasıyla Pazartesi günü yürürlüğe girdi.
ABD, Çin’den yapılan ithalatta fentanile bağlı gümrük vergilerini yarıya indirerek yüzde 10’a düşürdü ve karşılıklı tarife oranını yüzde 34’ten yüzde 10’a düşüren ateşkesi bir yıl süreyle uzattı.
Buna karşılık Çin Ticaret Bakanlığı, kritik mineraller ve nadir toprak malzemelerine yönelik bazı ihracat kısıtlamalarını Pazartesi günü ABD’ye geri aldı. İlk olarak 9 Ekim’de uygulanan sınırlamalar askeri donanım, yarı iletkenler ve diğer yüksek teknoloji endüstrileri için hayati önem taşıyan malzemeleri hedef alıyordu.
Pekin ayrıca misilleme sınırlarını tersine çevirdi galyum, germanyum, antimon ve sentetik elmaslar ve bor nitrürler gibi süper sert olarak adlandırılan diğer malzemelerin ihracatına ilişkin. Aralık 2024’te uygulamaya konulan bu önlemler, geniş çapta Washington’un Çin’e yönelik genişletilmiş yarı iletken ihracat kısıtlamalarına bir yanıt olarak görülüyordu.
Yine de Morgan Stanley ekonomistleri, Pekin’in Nisan ayında uygulamaya koyduğu ihracat kontrol çerçevesini gevşetmediğini, muhtemelen kaldıracı korumaya yönelik “ayarlanmış bir dar noktayı” sürdüreceğini söyledi.
Ekonomistler, devam eden stratejik rekabet göz önüne alındığında, “devam eden müzakereleri, dönemsel alevlenmeleri ve politika asimetrisini yeni denge olarak görüyoruz” dedi.
Çin’in ayrıca ABD ordusuyla bağlantısı olan şirketlere nadir metal ihracatını engellemek için “doğrulanmış son kullanıcı” sistemi veya VEU olarak adlandırılan bir sistem geliştirdiği bildiriliyor. Wall Street Journal Salı günü bildirdiisimsiz kaynaklardan alıntı yaparak.
Journal’ın haberine göre, sistem sıkı bir şekilde uygulandığı takdirde, hem sivil hem de savunma müşterisi olan otomotiv ve havacılık şirketlerinin belirli Çin malzemelerini ithal etmesini zorlaştırabilir.
Ticaretin çözülmesi
Pekin Pazartesi günü ihracat kontrol listesine 13 fentanil öncü maddesi ekledi ve ABD, Meksika ve Kanada’ya yapılan sevkiyatlar için lisans gerektirdi.
Ticaret Bakanlığı ayrıca Güney Koreli gemi yapımcısı Hanwha Ocean’ın ABD bağlantılı beş yan kuruluşuna yönelik yaptırımları da bir yıl süreyle askıya alırken, Ulaştırma Bakanlığı da liman ücretleri de dahil olmak üzere ABD denizcilik sektörünü hedef alan tedbirleri duraklattı. ABD Ticaret Temsilcisi Pazar günü yaptığı açıklamada, kendi önlemlerini bir yıl süreyle askıya alacağını söyledi.
Beyaz Saray, ikili anlaşmanın bir parçası olarak Çin’in bu yılın sonuna kadar 12 milyon mt, önümüzdeki üç yıl boyunca ise yıllık 25 milyon mt soya fasulyesi satın almayı kabul ettiğini söyledi. Bu rakamları doğrulamayan Pekin’in son zamanlarda ABD’den soya fasulyesi alımlarına yeniden başladığı görülüyor. Reuters’e görebu yılın çoğu bölümünde onlardan uzak durduktan sonra.
Asia Society Policy Institute kıdemli başkan yardımcısı Wendy Cutler, “Bu adımlar ‘şimdiye kadar çok iyi’ olduğunu gösteriyor ancak gerçekte bu sadece başlangıç” dedi. Her iki taraf için de ateşkesi devam ettirme yönünde teşvikler olsa da, bu tür “gerilimi azaltma hamlelerinin kısa ömürlü olma eğiliminde olduğunu” da sözlerine ekledi.
Washington’la uzun süren ticaret savaşı nedeniyle baskı altındaki Çin ekonomisi, üçüncü çeyrekte yüzde 4,8 büyüdü; bu, bir yılın en yavaşıydı ve ikinci çeyrekteki yüzde 5,2’den daha düşüktü.
Pazartesi günü yayınlanan bir bildiride, Çin Devlet Konseyi 13 tedbir açıklandı Devletin hakim olduğu bazı büyük endüstrilerde özel yatırımı teşvik etmek.
Asia Society’de Çin siyaseti üzerine çalışan Neil Thomas, Çin’in geçen ayki en üst düzey ekonomik toplantıda “şiddetli uluslararası rekabetin” ortasında kendi kendine yetme çabasının, liderliğin büyüme hedeflerini ABD ile stratejik rekabete daha yakından bağladığının bir işareti olduğunu söyledi.
“Pekin büyük bir pazarlığın peşinde değil [but] Zaman kazanmak ve avantaj sağlamak için ateşkes arayışındayız” diye ekledi Thomas. Hem Washington hem de Pekin karşılıklı bağımlılık yerine kendine güvenmeye öncelik verirken, Xi’nin kendi stratejik kararlılığının Trump’ınkinden daha uzun süre dayanacağına bahse girdiğini ekledi.
