İnsan Hakları Bakanı Natalius Pigai, 1999 tarihli 39 Sayılı İnsan Hakları Kanunu’nun revizyonunun hazırlanmasının, bağımsız kurum olan Komnas HAM’ın konumunu zayıflatmayı amaçladığını yalanladı. Revize edilen düzenlemelerin otoriteyi güçlendirdiğini iddia etti Ulusal İnsan Hakları Komisyonu.
“Gerçekten zayıf olan Komnas HAM’ı zayıflatmamız mümkün değil” dedi Tempo 5 Kasım 2025 Çarşamba günü.
Pigai, Prabowo Subianto’nun hükümet kabinesine girmeden önce 2012’den 2017’ye kadar Ulusal İnsan Hakları Komisyonu’nda komisyon üyesi olarak görev yaptı. Ona göre İnsan Hakları Yasası’nın revizyonu, bu bağımsız kurumun daha önce hiç sahip olmadığı otoriteyi güçlendirebilirdi.
Pigai bu yetkinin yalnızca bağlayıcı olmadığını iddia ediyor. Komnas HAM’a, yasanın revizyon taslağında hizmet, izleme, soruşturma, soruşturma, celp, kovuşturma ve mahkemede değerlendirme yapma yetkisinin verildiğini söyledi.
Pigai, “Bu eksik mi? Önemli olan dürüstlük, ahlak ve zihniyetin iyi ve hazır olmasıdır” dedi.
İnsan Hakları Kanununu revize etme çabalarının mevzuatta sorunsuz ilerleyebileceğini umuyor. “Umarım DPR’de işler sorunsuz gider ve böylece tüm yetkiler alınabilir” dedi.
Komnas HAM Başkanı Anis Hidayah, Natalius Pigai’nin tüm iddialarını yalanladı. Anis, “Bu doğru değil (yetki eklenmesi), yasanın revizyon taslağında yer almıyor” dedi. Tempo 5 Kasım 2025 Çarşamba günü.
Anis’e göre Komnas HAM’ın İnsan Hakları Kanunu’nun revizyon taslağındaki yetkisi fiilen kesildi. Şu anda yalnızca uluslararası insan hakları düzenlemeleri ve koşullarını analiz etmekle sınırlı olan insan hakları çalışmalarının yetkisine dair bir örnek verdi.
Bunun dışında Komnas HAM’ın izleme fonksiyonlarını yürütme yetkisi de artık sınırlandırılmıştır. Anis, “İzleme, İnsan Hakları Bakanlığınca havale edilmesi ve 85. maddede (İnsan Hakları Kanunu’nun revizyonu) yer alan suç unsurlarının bulunması halinde yapılabilir” dedi.
İnsan Hakları Kanunu’ndaki revizyonun kurumunun konumunu zayıflatma potansiyeli taşıdığına inanıyor. “İnsan Hakları Kanunu’ndaki revizyonun, Komnas HAM’ın varlığını ulusal insan hakları kurumlarından kaldırma çabası olarak yorumlanabileceğini düşünüyoruz” dedi.
